KARANFİLLERİN AĞLADIĞI GECE,
(KANLI BAKÜ BASKINI-KARA OCAK)
Azadlığı istemirem zerre-zerre, qram-qram
Kolumdakı zencirleri qıram gerek,
Qıram! Qıram!
Azadlığı istemirem bir hap kimi, derman kimi,
İsteyirem sema kimi!
Güneş kimi!
Cahan kimi!
Çekil!
Çekil, ey qesbkar!
Men bu esrin gur sesiyem!
Gerek deyil sısqa bulaq.
Men ümmanlar teşnesiyem!
Rusların Kafkasya’yı işgale başladıkları 1800’lü yıllardan beri bağımsızlık mücadelesine
devam eden Azerbaycan Türkleri, Kızılordu ve Rus ordularınca birçok kez vahşice katledilmelerine ve vatan topraklarının tanklarla çiğnenmesine rağmen, bağımsızlık meşalesini asla söndürmemişlerdir.
1980’li yıllarda SSCB’de başlayan “Yeniden Yapılanma” ve “Açıklık” politikaları neticesinde Milli Mücadelelerine “Milli Azatlık Hareketi” ile yeniden sarılan Azerbaycan Türkleri, 200 yıllık Rus zulmü ve baskısına rağmen “Azatlık” sesleri ile meydan okumaya devam etmişlerdir.
O dönemde Azerbaycan’da ilk olarak “Çenlibel” daha son ra “Bağımsızlar” “Yurt
Birliği” “Kale” “Varlık” ve benzeri çok sayıda örgütü bir arada toplayarak oluşturulan AHC, Azerbaycan’ın bağımsızlığını ve bütünleşmesini hedeflemekteydi.
Azerbaycan Türkleri Bağımsızlık mücadelesini Elçibey liderliğinde kan ve ölümle gerçekleştirme çabasına girdiler. Bakü Devlet Üniversitesi gençleri öncülük yapıyorlardı.
31 Aralık 1989’da AHC önderliğindeki halkın, Güney Azerbaycan ile Kuzey Azerbaycan arasındaki dikenli telleri kırarak, SSCB-İran sınırlarını fiili olarak ortadan kaldırması da bunun bir göstergesiydi. Nitekim 25 Ocak tarihinden Ermenistan’a bağlı yerleşim yerlerinden Azerbaycan Türklerinin göç dalgaları başlamıştı.
18 Mart’ta Dağlık Karabağ Ermeni Eyalet Komisyonu Karabağ’ın Ermenistan’a bağlanması kararını almış, Ermenistan’da ve Dağlık Karabağ’da ve Ermenistan’dan Azerbaycan sınır köylerinde yaşayan Türklere karşı saldırılar başlamıştı. Batının desteğini alan Ermenistan 250 binden fazla Türk’ü de Batı Azerbaycan’dan zorla sürgün ettiler.
Aynı günlerde Bakü’de gergin olaylar yaşanmaktaydı. 14 Ocak günü Bakü’de yapılan kışkırtmalar neticesinde çıkan olaylarda 60 kişi hayatını kaybetmişti. Bu arada bir Türk’ün başı balta ile ezilerek öldürülmüştü.
Azatlık peşinde harekete geçen Azerbaycan halkını sindirmek için, Azerbaycan’ın ayrılmaz bir tarihi parçası olan Karabağ’ı işgal eden Ermenilere karşı yapılan savaşı bahane eden Kızılordu, 15 Ocak 1990 tarihinde Bakü Şehrinin çevresinde konuşlanmış ve Bakü’ye girmek için emir beklemekteydi.
AHC’nin gayretleri ile 17 Ocak günü Bakü’de bir milyonun üzerinde kişinin toplandığı bir miting düzenlendi. Bağımsızlık mücadelesinden vazgeçmeyen Azerbaycan Türk’ü, Mitingin yapıldığı Azatlık meydanını 19 Ocak gününe kadar boşaltmadı. Gelişen olaylara AHC hâkim olmakta zorlanıyordu. Bu arada Azerbaycan Devlet televizyonu KGB tarafından bombalanarak susturuldu.
Dönemin SSCB başkanı Mihail Gorbaçov, sivil halka ateş açma talimatı verdi. Taşnaklar’ın propaganda faaliyetleri doğrultusunda Kızıl ordu kara, deniz ve havadan saldırarak Bakü’ye girmeye başladı. Kadın, yaşlı, Çocuk demeden vahşice saldırdı. Azerbaycan Halkının kurduğu barikatlara takılan Kızılordu, yeniden takviye edilerek 20 Ocak 1990 günü tekrar harekete geçmişti.
20 Ocak günü her kes yakınlarını ve dostlarını aramak için sabahın erken saatlerinde sokak ve meydanlara inmişti. Bakü ve Sumgayıt’ta Rusların açtığı ateş sonucu delik-deşik edilmiş binalar, Azatlık Meydanı ve Kızıl Ordu meydanında öldürülmüş, tank paletleri altında ezilmiş insanlar, kana boyanmış caddeler akıl almaz ve korkunçtu.
Hürriyetine susamış Azerbaycan Halkı, Kızılordu tanklarına karşı göğüslerini siper ederek bu vahşi saldırılara karşı direnmeye başlamıştır. Başkentlerini tanklara karşı taş ve sopalarla savunan Azerbaycan Türkü, o gün 367 şehit, binlerce yaralı vermiştir.
Azerbaycan’ın özgürlüğü uğruna mücadele edenler hunharca katledilmiş, Bakü savaş meydanına sokaklar ise kan gölüne dönüşmüş, Kan rengindeki karanfiller şehitlerin üzerini kırmızı bir örtü gibi örtmüştü. İŞTE O GECE KARANFİLLER ŞEHİTLERİNE AĞLAMIŞTI
Ancak, Vatan topraklarını, Başkentleri Bakü’yü şanla ve şerefle savunmuşlardı. Bu muhteşem savunma SSCB’nin yıkılışının başlangıcı olmuştu.
Kanlı Bakü katliamında şehit olan ve yaralanan ırkdaşlarımızı bir kez daha saygı ile anarken, vatanları için şehit olan 367 evladımızı bir kez daha bağrımıza basıyor, onlara Allah’tan rahmet diliyoruz.
Ruhları şâd olsun.
TÜRK HAREKETİ