TÜSİP

                                      Türkiye Sivil İnisiyatif Platformu

    Sayın Başkan,

    Türkiye Cumhuriyetinin temelleri, 23 Temmuz 1919 tarihinde Erzurum da toplanan ve bir sivil toplum kuruluşu olan,Vilayet-ı Şarkiye Müdafaa-ı Hukuku-ı Milliye, cemiyetinin kongresinde atılmıştır.

    Bu kongrede;  Mustafa Kemal Paşa askeri görevinden istifa ederek, vatan ve milletin kurtuluşu saflarında yer almış ve cemiyetin başkanlığına seçilmiştir.

    Daha sonra, 4 Eylül 1919 tarihinde Sivas kongresindebir araya gelen sivil toplum kuruluşları, Anadolu- Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adıyla birleşerek,   dört bir yandan düşman işgaline uğrayan Anadolu’da İstiklal Savaşını başlatmışlardır.

    Bilahare, 23 NİSAN 1920 de Ankarada, Büyük Millet Meclisi açılmış,29 Ekim 1923 tarihinde de Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur.

     Kuruluş itibarıyla, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, şu anda dünyada var olan, Devletlerden farklı, milli bir özellik yapısına sahiptir.

    Genellikle devletler ya bir kişi, ya bir kabile, ya bir sınıf, ya bir varlıklı kesim, ya da bir entelektüel gurup tarafından kurulmuşlardır.

    Türkiye cumhuriyeti Devletinin kurucusu ise, Türk Milletinin her kesiminin içinde yer aldığı topyekûnTürk Milletini temsil eden milli sivil toplum kuruluşlarıdır.

    Bu gün milli sivil toplum kuruluşlarının kurucusu oldukları Türkiye cumhuriyeti Devleti ve parlamenter rejim büyük bir tehlike ve tehditle karşı karşıya bulunmaktadır.

     Oda şudur; Yeni bir anayasa değişikliğiyle tek kişinin mutlak gücüne dayanan, atanmışlardan oluşan TBMM’ni fesh etme yetkisini tek kişiye veren, hesap vermeyen, yasama yetkisini elinden alan suç işlerlerse yargılanamayan, denetlenemeyen, Devletin kurumsal yapısını değiştiren, kanun hükmünde kararname, çıkarabilen olağan üstü hal ilan edebilen maddeleri içeren, Anayasa değişikliğini referanduma sunarak, Türkiye cumhuriyeti Devletine ve parlamenter rejime son verip, tek kişinin tüm yetkilere sahip olduğu bir diktatörlüğe dönüştürmek, istenmektedir.

    Bu gün iletişim haber ve medya organları, iktidarın tek yanlı baskı, korkutma ve cezalandırma tehditleriyle sindirilmiş ve susturulmuştur. Anayasa değişikliğiyle ilgili muhalefetin fikirlerine görüşlerine yer verilmemekte,toplantıları engellenmekte ve yasaklanmaktadır. Diğer taraftan iktidar Devletin tüm maddi manevi gücünü kaynaklarını ve imkânlarını ayrıcalıklı ve haksız bir şekildekullanarak propaganda, yapmaktadır.Kamu kuruluşlarının, belediyelerin,yandaş iş adamlarının tüm imkânları hükümetin emrine seferber edilmektedir.Bilinmelidir ki; bu haksız adaletsiz yarışı kazansalar bile,bu onların kaybettiğibir Piruz zaferi olacaktır.

    Bu şartlar altında halkımızın gerçeği görmesi hakikati öğrenmesi engellenmektedir. Bu sebeple, milli şuur ve bilinç sahibi demokrasiden özgürlükten parlamenter sistem den, hak ve hürriyetlerden yana olan sivil toplum kuruluşlarımız, bu gün tarihi bir görev ve sorumlulukla karşı karşıya bulunmaktadırlar.

    Bu kuruluşlarımızın hiçbir baskı, tehdit, sindirme ve susturmaya boyun eğmeden halkımıza gerçekleri anlatmak için tüm güç ve imkânlarını seferber etmelerinin, tarihi bir zaruret olduğuna inanmaktayız.

    Saygılarımızla,

                                                                                                    Türkiye Sivil İnisiyatif Platformu

                                                                                                                  20.03.2017            

                                                                                                                  İsrafil ÇELİK

                                                                                                            Yürütme Kurulu Başkanı