Facebook'ta takip et.Twitter'da takip et. Abone Ol!
YAÅžASIN BAÄžIMSIZ KKTC
Türk Dünyası
2017-08-08 23:57

YAÅžASIN BAÄžIMSIZ KKTC

YAÅžASIN BAÄžIMSIZ KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ.

(Basın Bildirisi, 01. Temmuz 2017)

    Kıbrıs Türk’ünün 1878 yılından bugüne kadar ATA yadigârı toprakları korumak için verdiÄŸi haklı ve onurlu mücadelesi Türk Tarihinin altın sayfalarında elbette hak ettiÄŸi yeri alacaktır.

    Kıbrıs tarihini ve gerçeklerini bilmeden, yabancı devletlerin istekleri doÄŸrultusunda yapılacak giriÅŸim veya çözümlerin yeni gerilimler, yeni kavgalara sebep olacağı ve çok daha ağır bedeller ödemek zorunda kalacağımızı göstermektedir. Kıbrıs bu açıdan çok büyük özellikler taşıyan bir sorundur.

    Kıbrıs’ta yaÅŸayan toplumlar arasındaki dil, din, ırk, kültür ve sosyal farklılıklar göz önüne alınmadan yapılacak çözümler ise, 1960 yılındaki çözüme benzeyecek veya Annan planında olduÄŸu gibi kısa zamanda bozulacaktır.

    Tarihi akış içerisinde Kıbrıs; Türk-Yunan, Müslüman-Hıristiyan sorunu olduÄŸu kadar bir insanlık dramıdır. 1930’lu yıllarda Megali İdea ile baÅŸlayan Bizans’ın yeniden ihyasına dayanan Yunan yayılmacılığının Kıbrıs’ta yaÅŸattığı bir insanlık trajedisidir.

    Medeni dünyanın sözde insan hakları savunucusu olduÄŸunu iddia edenler Yunan ve Kıbrıslı Rumların propagandaları ile AB ve ABD’nin iç politika dinamiklerinden birini teÅŸkil eden Rum lobilerinin yanlış yönlendirmeleri nedeniyle, Kıbrıs Türklerinin en tabii hakkı olan insan haklarını bile ellerinden almaya çalışmaktadırlar.

    2000’li yılların başında Annan Belgesi diye adlandırılan ÅŸeytani bir planla Kıbrıs Türkü’nün kanı ve canı pahasına kurduÄŸu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ve Kıbrıs Türkü’nü Rum’un kucağına itmeye çalışmışsa da bunda muvaffak olunamamıştır.

    Kasım 2016 yılında tekrar baÅŸlayan görüÅŸmelerde, Kıbrıs Rum tarafı yine entrikalar dolu faaliyetlerine arsızca devam etmektedir.

    Toprak, Mülkiyet, Ekonomi, Güvenlik ve Garantiler, AB ile İliÅŸkiler ve Yönetim ve Güç Paylaşımı baÅŸlıkları altında 6 konuda görüÅŸmeler devam etmektedir.

    Türkiye ve KKTC’nin birlikte ortaya koyduÄŸu iyi niyetli tüm çabalara raÄŸmen, Kıbrıs’ın yeniden eÅŸitlik, iki bölgelilik ve iki kurucu devletin oluÅŸturacağı bir federasyon çatısı altında birleÅŸtirilmesinin mümkün olmadığı görülmektedir..

    Rum ve Yunan tarafının son günlerde ortaya koyduÄŸu olumsuz tavırlar ve söylemler Kıbrıs Türkleri ile eÅŸit ÅŸartlarda bir çözüm konusunda hiçbir olumlu unsur içermediÄŸi de görülmektedir. Aksine Kıbrıs Türklerinin eÅŸitliÄŸi, alınacak kararlara etkin katılımı, güvenliÄŸi, dönüÅŸümlü baÅŸkanlık, dört özgürlük ve birinci hukuk konularında Rum tarafının olumsuz tutumu devam etmektedir.

    Toprak namustur, verilemez. Toprak konusunda verilecek tavizler Türk tarafı açısından güvenlik, ekonomik ve sosyal düzen açısından son derece risklidir.

     KKTC topraklarının %28,6’ sının Rumlara verilmesi, bu topraklar içerisinde yer alan 50 yerleÅŸim birimi Rumlara terk edilmesi demektir ki, Bu da 60-65 Bin Türk’ün yeniden göçü anlamına gelmektir.

    Türkiye’nin GarantörlüÄŸünü kaldırmak Kıbrıs Türkü’nü Rum’un inisiyatifine terk etmektir. Adadaki Türk askeri varlığının ortadan kaldırılmasını bir kenara bırakın, azaltılması bile düÅŸünülmemelidir. Hele AB ülkelerinin katılımıyla kurulacak çok uluslu polis gücüne Kıbrıs Türkü’nün varlığını emanet etmek intiharların en büyüÄŸüdür.

    Sayın Anastasiadis’in yapılan son toplantıda, harita ve garantiler konusunun beÅŸli konferansta görüÅŸüleceÄŸi konusunda varılan mutabakata raÄŸmen, BeÅŸli konferansın toplanmasına bir ÅŸart olarak ileri sürmesi muhataplarımızın ne kadar gayrı ciddi ve güvenilemez olduÄŸunun bir kanıtıdır

    Rum-Yunan tarafının bütün çabaları, Kıbrıs Türklerini Türkiye’nin askeri güvencesinden yoksun bırakmak ve asla vazgeçmedikleri ENOSİS hayallerini gerçekleÅŸtirebilecekleri zemini hazırlamaya çalışmaktır.

    Yukarıda belirtilen gerçekler, Annan Planı ve 2004 referandumundan ortaya çıkan sonuçları ile Anastasiadis’in Enosis’i gündeme getirmesi ve bizleri eÅŸit bir taraf olarak görmeyip azınlık olarak gördüklerini açık ÅŸekilde ortaya koymasından sonra Kıbrıs Türk halkının Ada’daki varlığının yegâne teminatı Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini kaldırmak için Bizans oyunlarına baÅŸvurması ön koÅŸul sunması,  Cenevre’de devam eden görüÅŸmelerde bir çözüme ulaşılamayacağı apaçık ortadadır.

    Kuzey Kıbrıs’a Güneyden getirilecek Rumların, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dengelerini alt üst edeceÄŸi unutulmamalıdır. 15 yıl içerisinde bu sayının BaÅŸlangıçta yerleÅŸtirilen Rumlarla birlikte 40 bine ulaÅŸacağı ve KKTC nüfusunun %28’i Rum olacaktır. Bu durum KKTC’ni ekonomik ve siyasal açıdan büyük kayıplara uÄŸratacağı gibi ciddi risklere sokacaktır.

    Adada iki kurucu devletin birleÅŸmesiyle kurulacak bir Kıbrıs Federasyonu Kıbrıs Türkleri için ÅŸimdiye kadar elde edilen kazanımlardan vazgeçmek ve geriye gitmektir.

    Kısaca, bir bağımsız devlete sahipken; Rum çoÄŸunluÄŸun hegemonyasına razı olmak; ÅŸerefli ve ailesine ve nesline güvenli bir gelecek bırakmak isteyen insanların kabul edebileceÄŸi bir çözüm ÅŸekli olamaz “FEDERASYON” KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ\'Nİ ortadan kaldırmaktır…
Kıbrıs Türklerini vatansız, devletsiz, özgürlükten yoksun, egemenlikten mahrum bırakmaktır…
Kıbrıs Türklerinin “Kendi kaderini tayin hakkını çalmaktır…

AB’nin haksız desteÄŸini arkasına alan Rumlar, kendilerini Kıbrıs’ın tek sahibi olarak görmekte, bir yandan tek yanlı kararlarla Petrol arama faaliyetlerini yürütmeÄŸe ısrarla devam ederken, bir yandan da askeri ittifaklar oluÅŸturmakta ve aşırı bir ÅŸekilde silahlanmaktadırlar.

Diyoruz Ki;

Bütün açıklığıyla ortada olan, kabulü mümkün olmayan bu gerçekler karşısında, Türk tarafının çaresiz olmadığının gösterilmesi zamanı çoktan gelmiÅŸtir… Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni her bakımdan güçlendirecek, geleceÄŸini güvence altına alacak adımlar derhal atılmalıdır.

Bu günkü ve Rum liderlerinin verdiÄŸi demeçlerle bu görüÅŸmeler  “Entrikalarla dolu Entegre  planın bir parçasıdır”  Ve BM Eski Genel Sekreteri özel temsilcisi GOBBİ’nin “Kıbrıs’ta uyum içerisinde bir birlik yaratmak hayal” sözüne en güzel örnektir.

Lagzkos, Papulyas Cunıs ve Teodoropulas adlı dört eski Yunan Büyükelçilerinin yazdığı “Politikada DüÅŸünceler” kitabında yer alan ve “Tek Gerçekçi Çözüm” olarak belirtilen “Kıbrıs Rumlarını ve Türklerini, yollarında serbest bırakmak en iyi çözümdür. Rumlar Güneyde kendi devletini kurarlar, isterlerse ve alınırlarsa AB’ye girerler, bu onların bağımsızlığı hususunda garanti oluÅŸturur. Kuzeyde zaten kurulmuÅŸ devlette ne isterse onu yapar.” Yoludur.

Sanırız Kıbrıs’ta en güzel çözümü yukarıdaki gibi yine Yunanlılar söylemektedir.

54 yıllık Kıbrıs sorununun en iyi ve yaÅŸayabilir çözüm ÅŸekli, Adada iki ayrı bağımsız devletin tanınmasıdır…

YAÅžASIN BAÄžIMSIZ KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ.

 

                                                                                    


Bu haber 2094 kez okundu.
  • EL-UCUN TV
    28 Eylül 2020 günü saat 19.00 da Türk Hareketi Genel BaÅ...

HAVA DURUMU

ANKARA

SON YORUMLAR

  • EL-UCUN TV

    Sizinle gurur duyuyorum değerli büyüğüm komutanım , her zaman sizinle

ANKETLER

Terörsüz Türkiye Çalışmalarını Doğru Buluyormusunuz

Türk Hareketi Derneği-THD © 2016 |Web Sitemiz Türk Hareketine Aittir İzinsiz ve Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Espower Bilisim