Hakkındaki yazılar yer almıştır.
URKÜN KATLİAMI
BildiÄŸimiz kadarıyla tarihleri M.Ö. 206 yılına kadar giden ve asırlarca varlıklarını devam ettiren Kırgızlar genellikle Orhun bölgesinde kurulan büyük Türk devletlerine baÄŸlanmışlardır. Kırgız kelimesi ilk olarak MS 8nci yüzyılda yazılmış olan Orhun Yazıtlarında geçmektedir.
Kırgızların anavatanı Güney Sibirya’da Yukarı Yenisey havzasıdır. Tanrı daÄŸları ile Tannu-Ola arasındaki bölgede Kie-Ku (MÖ 206-MS 220)adında bağımsız bir devlet kuran Kırgızlar bu devletin yıkıldıktan sonra uzun yüzyıllar varlıklarını göçebe olarak sürdürmüÅŸlerdir. Kırgız Devleti (630-680), Büyük Kırgız (Kaganat) Devleti (840-1207) kuran Kırgızlar, bugün Issık Göl havalisinde, Tekes, Talas ve Çu ırmaklarının yukarı taraflarında, Altay, Pamir, Tanrı DaÄŸlarında yaÅŸamaktadırlar.
1710 yılında kurulan Hokand Hanlığına baÄŸlanmışlar,18nci yüzyılın başında Hokand Hanlığının yönetimine girerek hanlıkta söz sahibi olmuÅŸlardır. Hokand Hanlığı ortadan kaldırıldıktan sonra da Rus hâkimiyetine girmek zorunda kalmışlardır.
Rusya Kırgızistan’daki hâkimiyetini saÄŸlamak için askeri baskının yanı sıra bölgede kolonizasyon politikasıda takip etmiÅŸtir. Kırgız topraklarına yerleÅŸtirilen Rus göçmen sayısı her yıl artarak devam etmiÅŸtir. 1916 yılına gelindiÄŸinde Rus göçmenleri ülkenin bütün ekilebilen topraklarının %58,6’sına sahip olmuÅŸlardır.
Rusya’nın Kırgız topraklarını acımasızca sömürüsü Kırgız Türklerinin zaman zaman ayaklanmasına neden olmuÅŸtur. 1885 yılında Fergana ’da, 1897 yılında ise TaÅŸkent’te büyük isyan hareketleri yaÅŸanmıştır. Bunların dışında halk 1900 yılında 75 kez, 1905’te 235 kez, 1910 yılında 334 ve 1915 yılında 372 kez deÄŸiÅŸik bölgelerde isyan etmiÅŸtir.
1916 yılına gelindiÄŸinde ise Kırgız tarihine Urkün Ayaklanması ve Katliamı olarak geçen hadise yaÅŸanmıştır.
1914 yılında baÅŸlayan Birinci Dünya Savaşı nedeniyle halkın ekonomik durumunun giderek bozulmuÅŸ, açlık ve fakirlik büyük ölçüde arttırmıştır. Bütün bunların yanında Rus hükümeti vergi ve zorunlulukları arttırmıştır. Kırgız halkının en önemli topraklarından, otlak yerlerinden ve su kaynaklarından mahrum kalışı sonrası içine düÅŸtüÄŸü fakirlik, açlık ve kitlesel ölümler yaÅŸanmıştır.
25 Haziran 1916 tarihinde Çar 2nci Nicholas, Rus olmayan erkeklerin Rus ordusunun gerisinde çalışmaları için bir ferman yayınlaması isyanın çıkmasını çabuklaÅŸtırmıştır. Ordu gerisinde çalışacak Kırgız miktarının 35.874 kiÅŸi olması ve bunun fakir ailelerden seçilmesi de iÅŸin tuzu biberi olmuÅŸtur.
Bunun üzerine Türkler, Temmuz 1916‘da bu emre karşı gelmeye ve ayaklanmaya baÅŸlamışlardır. Ayaklanmalar kısa bir sürede bütün Türkistan’a yayılmış, Rus ordusunun önemli bir kısmı isyanı bastırmak için görevlendirilmiÅŸtir. Rus generallere verilen emir doÄŸrultusunda köyler yakıp yıkmış, silahsız durumdaki çocuk, kadın ve yaÅŸlılar da isyancılar gibi acımasızca öldürmüÅŸtür.
Rusların soykırıma baÅŸlamasından korkan Kırgız halkı Tanrı DaÄŸları üzerinden Çin’e kaçmaya çalışmıştır. Kaçan Kırgızların bir kısmı Çar güçlerince öldürülmüÅŸ, geri kalanı da bu daÄŸların 3000 metre yüksekliklerinde can vermiÅŸtir. Bu daÄŸların etekleri, hala kemikleri dağılmış vaziyette yatan Kırgızların mezarlığı ile 4000 metre yükseklikte bulunan Bedel Geçidi ile Çin sınırı arasında akan bir nehrin yatağının insan kemikleri ile dolu olmasıdır.
Bu katliamı, Rus devlet yetkilisi A. F. Kerenskiy, bir toplantıda ÅŸöyle dile getirir;
“Cezalandırıcılar bölüklerden, piyadelerden, süvari ve topçulardan meydana gelmekteydi. Bölük komutanları köylerde karşılarına çıkan bütün insanların yaÅŸ ve cinsiyetine bakılmaksızın, kundaktaki bebekler, yaÅŸlı dede ve nineler dâhil zalimce yok etmiÅŸlerdir.”
Öldürülen Türklerin sayısı kesin olmamakla birlikte, en az 100.000-300.000 kiÅŸi arasında olduÄŸu tahmin edilmektedir.
1916’da Kırgızistan’da tarihe adı “Ürkün” olarak geçen bir katliam yaÅŸandı. UNUTMADIK, UNUTMAYACAÄžIZ.
Bu katliamda ÅŸehit olan bütün Türkleri saygı ile anıyoruz. Kutlu tinleri huzur bulsun.